THK Üniversitesi eğitime başlıyor

THK Üniversitesi eğitime başlıyor

DÜnya Gazetesi, Küresel Bakış, 09 Mayıs 2011

Türk Hava Kurumu, 1925 yılında Atatürk tarafından kuruldu. Kuruluş amacı Türkiye’de uçak sanayinin kurulması, havacılığın yaygınlaştırılması ve bugünün deyimiyle “havacılık alanında insan kaynakları” yetiştirilmesiydi. O yıllarda bu fikir bugün için ülkemizde en azından uzay, uydu ya da nano teknolojinin evcilleştirilmesi tipli bir hedefe işaret ediyor.

Geçtiğimiz 86 senede THK çok sayıda pilot, paraşütçü, model uçakcı yetiştirdi. THK 1950’li yıllara kadar 350’nin üzerinde uçak ve çok sayıda uçak motoru imalatı yaptı. Hatta bunlardan bir kısmını Hollanda’ya ihraç etti. 1950’li yıllarda yurt dışından gelen telkinlerle bu fabrikaların kapandığı biliniyor. Ancak hala tam olarak incelenmedi.

Geçen Mart ayında THK kendi adıyla bir vakıf üniversitesi kurdu. THK Üniversitesi mühendislik, pilotaj ve havacılık alanında yoğunlaşmak üzere işletmecilik eğitimi verecek. Lisans, yüksek lisans ve doktora programları başlatacak. Hava işletmeleri yöneticiliği isimli dört yıllık bölümü ve pilotaj bölümü bu sene öğrenci almaya başlayacak. Diğer alanların yanında havacılık işletmeleri yönetimi alanında yoğunlaşma programlarına sahip olan işletme yüksek lisans programı (MBA) 2012 Şubat ayında, mühendislik eğitimi ise 2012 güz döneminde başlatılacak.

THK üniversitesi sadece Türk havacılık sanayi açısından değil Türk ekonomisi ve eğitim sistemi açısından da önemli bir boşluğu dolduracak. Son dönemde Türk havacılık ve savunma sanayi önemli bir atılımın içine girdi. TAV, Limak, YDA, Çelebi gibi şirketler havaalanı işletmeciliğinde uluslararası oyuncu ve marka halne geliyorlar. THY başta olmak üzere Pegasus, Onur, Atlas  Havayolları sınırları zorluyor. TAI, TEI, Kale, Baymak, Alp gibi şirketler havacılık endüstrisinde rekabet ediyor.

 

Bu alanlara uçak bakım ve onarım (MRO) işlemlerini de eklememiz gerekiyor. Ülkemizde THY Teknik başta olmak üzere bu sahada da bir atılım yapılıyor. THK Başkanı Osman Yıldırım paşa kendi uçaklarından başlamak üzere THK’nın da bu süreci başlatacağını ve Türkiye’nin kolaylıkla bir bölgesel uçak ve helikopter bakım üssü olabieceğini söylüyor. THY Teknik de İstanbul’daki savunma kümelenmesini bu alana da çekmek için bir model geliştirdi.

Geriden gelmekle birlikte güçlü bir momentum yakalamış olan havacılık sektörünün özlediğimiz uluslararası konumuna gelmesini sağlayacak en önemli girdinin insan kaynakları olduğunu söylemeye gerek yok. Vizyon sahibi,  sektördeki küresel rekabetin parametrelerini özümsemiş yöneticilerden, tasarım ve uygulama mühendislerine, bakım onarım teknisyenlerinden havayolu ve havaalanı profesyönellerine kadar sektörü “uçuracak” ana faktor insan kaynakları.

Bu da THK’nun tarihi misyonunun yeni kurulan üniversite eliyle neden bir adım daha ileri götürüldüğünü açıklıyor. Üniversite bir taraftan sektöün büyümesi içn gerekli insane kaynaklarının gelişmesine katkıda bulunacak, diğer taraftan da öğrencilerinin gelişen  bir sektöre yerleşmesini sağlayacak.

THK Üniversitesi bir bölgesel mükemmeliyet merkezi olacak. İlk aşamada, Türk öğrencilerin dışında,  Orta Asya’dan Doğu Avrupa’ya, Kuzey ve Sahraaltı Afrika’dan Rusya’ya kadar öğrenci kabul edecek. Sonraki dönemlerse bu kapsamın genişlemesi olası. Uluslararası standartlarda öğrenim standartlarını oluşturma çalışmaları başladı. ABD ve Avrupa üniversiteleriyle partnerlik çalışmaları sürüyor. Tüm öğrencilerinin özel bir sebep olmadıkça en az bir dönemini yurt dışında geçirmesi hedefleniyor.

İktisatta literatüründe “öğrenme” (“learning”) kavramı önemli bir yer tutuyor. İlginç tarafı, bu kavramı ilk defa uçak sanayinin ekonomisi üzerine yapılan araştırmalarda ortaya atılmıştı. Bu köşede daha evvel de yazıldı. Türkiye’de uçak sanayi bir “unutma” (“forgetting”), hatta “unutturulma” (“unlearning”) sürecine girdi.  Bu kavramları da  biz ortaya atmış olalım! THK ve Nuri Demirağ’ın kurduğu uçak endüstrisi devam etseydi bugün “biz nasıl kendi otomobilizi yaparız” tartışması yaşanır mıydı sizce?