Ermeni Tasarısı Geçsin—Türkiye Güçlenir

Ermeni Tasarısı Geçsin—Türkiye Güçlenir

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi ABD-Türkiye ilişkilerinin güçlenmeye başladığı bir dönemde neden ABD’nin uluslararası reputasyonunu incitecek derecede komediye dönüşen bir oylama süreci sonrası “soykırım yapılmıştır” kararını verdi. Amerikan demokrasisinin tepe noktası olan Kongre’nin, “ayda insan var mı?” ya da “Roma’yı Neron mu yaktı” tarzındaki kararları oylayacak kadar kafası karışık insanlarca işgal edildiğini görse, Alexis de Tocqueville ne düşünürdü acaba?
Bu karar neden alındı? İki bacaklı bir olası senaryoyu aktaralım.

1. Öncelikle, ABD’deki güçlü İsrail lobisi Türkiye’ye bir ders vermeyi amaçladı. İsrail hariciyecilerinin Türk Büyükelçisine karşı “çocukça” davranışı İsrail’e zarar verdi. Sonuçta İsrail defalarca özür diledi. Ancak özür kabul edilse de, İsrail hariciyesinin “kalibresi” hakkında dünya bir fikir sahibi oldu. Bu kez, İsrail’in “gücünü,” İsrail’i riske sokmadan göstererek Türkiye’ye bir ders vermekABD’deki lobiye düştü. Sonuçta, ABD komik oylamayla reputasyon kaybetti.Ayrıca, uzun süredir Türkiye ile soğumuşken ısınan ilişkilere ciddi bir darbe vuruldu. Bu sayede, mevcut hükümeti sayesinde bölgesinde iyice yanlızlaşırken ABD’yi de kaybetmiş olan İsrail Türkiye’nin bölgede ABD’nin desteğini almasına engel olmaya çalıştı.

2. Ermenistan’ın Kafkasya’nın fakir ve sorun kaynağı ülke olması süreci desteklenmiş oldu. Eğer olur da karar Kongre’den de geçerse, fakir, denize sınırı olmayan Ermenistan daha uzun süre komşularıyla sorunlu, ambargolu, komşu ülkeyi topraklarını işgal etmiş bir ülke olarak yaşamaya devam edecek. Bu sorun yumağı ülke de, bölgede ABD, Rusya ve Avrupa’nın aktif kalmasını sağlayacak. Böyle bir süreçte, bu üç güçten hangisinin karlı çıkacağı belli değil ama en azından hiç birisi kesin olarak oyunu kaybetmiş olmuyor. Bu durumdan, son dönemde komşularıyla ilişkilerini düzeltip etrafında bir barış ve refah çemberi oluşturmayı hedefleyen Türkiye’nin de (ve Ermenistan’ın) karlı çıkmayacağı da belli. Bu da AB ve ABD’deki bazı kesimler açısından iyi haber. Diaspora’da bu durumdan karlı çıkar. Zira önemi artar.
Kısacası, meşhur hikayedir. Akrep gölü sırtında geçirmesi için kurbağaya ricada bulunmuş. Kurbağa da kabul etmiş. Gölün ortasında akrep kurbağayı sokunca kurbağa ölümle pençeleşirken akrebe hayretle “ben gölün ortasında ölünce sende öleceğine göre beni neden soktun?” Akrep ister istemez cevap vermiş “huyum kurusun…”
Daha önemli soru şu: Türkiye’nin, Dış İlişkiler Komitesini bırakın, en kötü ihtimal kararın Kongre’den çıkması durumunda ne kaybedeceğine bakalım. Böyle bir kararın Diaspora tarafından STK’lar, üniversiteler ve benzeri kurumlara değilde parlementolara getirilmesinin arkasından uzun vadeli amacı, amaç, Türkiye’nin toprak bütünlüğünün sorgulanması ve tazminat ödemeye zorlanması olsa gerek. Ancak Türkiye güçlü olduğu sürece bu baskılara dayanacaktır. Bu durumda en kötü ihtimal uluslararası izolasyondur.
Olaya bir de tersinden bakalım; ben, bu kararın alınmasına sevindim. Zira, Türkiye’nin başının üzerinde yıllardır Demokles’in kılıcı gibi tutulan bu iğrenç iftira zaten Türkiye’nin uluslararası alanını ve pazarlık gücünü sınırlıyor ve bir belirsizlik ortamı oluşturuyor. Bu baskı altında Türkiye, ödememesi gereken diyetleri zaten ödemek zorunda kalıyor. Dahası, Türkiye ne ABD, ne de AB’den herhangi bir “rant” almıyor ve beklemiyor. ABD yıllardır “stratejik ortaklık” vs masallarıyla oyaladığı Türkiye’ye zaten herhangi bir “torpil” yapmıyor. AB’nin de Türkiye’yi üyelik sürecinde yaptığı muamele belli.
Ben, kararın ihtimal dahilinde Kongre’den geçmesi durumunda da gökkubbe’nin ülkemizin üzerine yıkılacağını sanmıyorum. Tam tersine, ABD’nin böyle bir hatası, Türkiye’nin daha da etkin bir güç olmasına zemin hazırlayabilir.