2012 Büyümesine Bakış ve 2013 için ipuçları

2012 Büyümesine Bakış ve 2013 için ipuçları

Murat Yülek, Dünya, 8 Nisan 2013

Ekonomi 2012 yılında yüzde 2,2 büyüdü. Benim sene başındaki beklentim yüzde 4’ün üzerinde bir büyüme idi. IMF yüzde 1.7 büyüme bekliyordu. Sonradan beklentisini yüzde 3’lerin üzerine çıkardı. Sonuçta bir önceki yıldaki yüzde 9’a yakın büyümeden sonra ciddi bir gerileme oldu GSYİH’da.

Büyümedeki bu hızlı düşüşün iki ana sebebi var. İç talep düştü; iç pazar yavaşladı. Buna karşılık daralan dış pazardan yeteri kadar faydalanamadık. Yine de (net) ihracatın büyümeye katkısı yüzde 4.1 oldu. İç talep büyümeyi yüzde 0.6 aşağı çekti; stok değişimleri ise yüzde 1.3. Yani, iç talep gerilediği için üretim stoklardan yenildi ve üretim oldukça aşağı düştü. Kamu kesimini hem tüketim hem de yatırım harcamaları açısından özel sektörün aksine büyümeye katkı yaptı. Yani, kamu olmasaydı iç talep daha da hızlı düşecekti.

Çeyrekler bazında bakalım. Birinci çeyrekten (yüzde 3,3) itibaren büyüme her çeyrekte daha da düştü. Son çeyrekte yükselme umudu da boşa çıktı ve senenin son çeyreğinde büyüme yüzde 1.36’ya kadar geriledi. Sanayi sektöründeki büyüme ise ikinci çeyrekte birinciye göre bir miktar artarak yüzde 3.6’ya çıktı. Ancak üçüncü çeyrekte yüzde 1.5’in altına indi. Son çeyrekte önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0.3 oranında daraldı. Yani dördüncü çeyrek çok sıkıntılı geçti. Özellikle sanayi sektörü için.

Şimdi soru ekonomi dip noktasını geçti mi? 2013 yılının şu ana kadar ki göstergeleri dibe ulaşmış olsak da ciddi bir hareketlenmeye işaret etmiyor henüz. Yani hala diplerde olabilir Türk ekonomisi. Dünya ekonomisinin haline bakınca durum pek de fena değil diyebilirsiniz ama bu seviyeler Türkiye’ye yetmez. Hele Hindistan’ın yüzde 4.5, Çin’in yüzde 8’e yakın büyüdüğü son çeyrekte Türkiye’nin yüzde 1.4 seviyesinde kalması hiç iyiye işaret değil.

2012 yılında Türkiye makroekonomisi bir normalizasyon yaşadı ancak ölçeği fazla kaçtı. Şimdi canlanma gerekiyor. Ancak bu canlanmayı iç talebe dayalı yapmaya kalkarsak normalizasyon öncesine, yani iç talebin azdırıldığı 2011 ve 2010’daki dengelere geri dönülmüş olunur.

Yapılması gereken dış pazarlara dayalı büyümek. Bunun yolu iç talebi azdırıcı kredi artışları değil dış talepten daha iyi faydalanılmasını sağlayacak kur hareketlerini sağlamak. Yani aşırı değerli TL’den bir an önce kurtulmak.

2012 yılında büyüme düşünce ithalatta da (bir miktar) düştü. Bu, artan ihracatla birleşince, cari açığın GSYH içindeki payı 2012 yılında yüzde 6.2’ye geriledi. Bu sene büyümeyi iç talep yoluyla artırırsak cari denge/GSYH oranındaki kötüleşmeye hazır olmamız gerekecek.

2012 yılı geneline bakıldığında ise büyümenin kompozisyonun 2011 yılına göre değiştiği görülmekte. Özel sektör yüzde 4.5 küçüldü. Kamu harcamaları sürdürüldü, kamu kesiminin gelişim hızı yüzde 8.9 büyüdü. Özel tüketim ve yatırım harcamaları 2012 yılında büyümeye negatif etki etti. Kamu yatırım ve harcamaları ise az da olsa büyümenin artmasını sağladı. Net ihracat 2012 yılı genelinde 4.1 puan arttı. Üretim yöntemiyle bakıldığında ise hizmetler sektörü büyümeye en fazla katkı yapan sektör oldu.

Comments are closed.