2.00’dan Korkmayalım

2.00’dan Korkmayalım

26.08.2013, Murat Yülek, Dünya

Son iki senede, bu köşede bir yazıda “1.80” bir başkasına “1.90” başlığı atıldı. Bugünkü başlık ise 2.00. Geçen hafta TL-dolar paritesi 2.00’a ulaştı; bu hafta daha yukarıları görmesi muhtemel. Bundan korkmalı mıyız?

Aşağıdaki iki grafik “2.00” fobisinin yersiz ve daha da önemlisi yanlış olduğunu gösteriyor. Birinci grafik bir çoğunuzun yakından bildiği ve bu köşede de arada kendini gösteren TL’nın reel kur endeksi. Bu grafikten şunu okuyoruz: şu anda TL’nin reel olarak aşırı değerli seviyelerde.

Peki TL ne kadar aşırı değerli?

Bu uzun ve ortaya mutabakatın zor çıkacağı bir tartışma. Zira, her şeyden evvel reel kurun denge değeri denilen şeyi bilmek zor ve teorik olarak da tartışmalı. Biz o tartışmalara girmeden şu noktalara dikkat çekelim. Eğer TCMB’nin hesaplayarak yayındalığı reel kur endeksini kullanırak Türkiye’nin yaşadığı kur krizlerini (yani, kurların düzeltme yaptığı) zamanlarına bakarsak ortaya şu rakamlar çıkıyor. Krizlerden once TL’nin aşırı değerlendiği noktaları temel alırsak TL’nin bugün 1.98 ile 2.30 arasında bir yerde olması gerekiyor. Krizlerden sonra aşırı tepkinin de etkisiyle TL’nin ulaştığı reel değerleri alırsak bugün paritenin 3.03 ile 3.76 bir yerde olması gerekiyor.

Nereden baksanız bu basit hesap şunu söylüyor: TL’nin 2.00 civarında kalması reel olarak tarihi zirvelerde olması demek. Bu Türk ekonomisine güvenin bir göstergesi ama Türk ekonomisine hizmet etmiyor. Ortaya cari açık problemini çıkartıyor. İthaları için yanlış bir teşvik, ihracata da köstek görevi görüyor. Yani, TL “gerçek” değerinde olsa, ithalat bugünkü değerinden düşük, ihracat da bugünkü değerinden yüksek olacaktı.

 

Gelelim ikinci grafiğe. İkinci grafik, Japonya Başbakan’ı Abe’nin gelişinden sonra Yen’in dolara karşı değer kaybını gösteriyor. Abe, geçen sene Aralık ayında Başbakan oldu. Söz verdiği gibi parasal genişleme politikasını (ve bunun iletişim yönünü) kullanarak Yen’e dolar karşısında yüzde 10’un üzerinde değer kaybettirmeyi başardı. Eğer Abe’nin gelmesinden once ve yeni başkanından önce Japon Merkez Bankası’nın hareketleriyle (yani 2012 Ekim–Aralık arasında) kaybedilen aşırı değerlenmeyiz de eklerseniz değer kaybı yüzde 30’ları buldu.

Başbakan Abe bu reel kur düzeltmesini bir başarı olarak tanımlıyor. Zira kendisinden önce paritenin 75’lere kadar gerilemiş olması ihracata dayalı bir tasarruf ülkesi olan Japonya’yı zora sokuyordu ve hiç de popular değildi.

Comments are closed.