“O ne verirse 2 katını…”

“O ne verirse 2 katını…”

Ülkemiz için 1990’ları kayıp yıllar haline getiren yaklaşım iste buydu. Önceki on yılları da. “Rakip parti size ne verirse ben iki katını vereceğim”, “Hepinize 2 anahtar vereceğim” vs vs. Ana muhalefet partisinin, artık çoktan unutmuş olmamız gereken siyasi popülizm söylemlerini geri getirmesi çok büyük bir yanlış. Bu yaklaşımı getirirseniz, diğer partileri de bu kısır döngünün içine çekersiniz.

Ana muhalefet partisi emeklilere her bayramda birer maaş ilave önerince, iktidar partisi ne desin? “Ben de emeklilere her bayramda ikişer maaş” uygun mu? Ya diğer büyük muhalefet partisi? Onlar da üçer maaş önerse? Türkiye hiper enfl asyonun eşiğine, sorumsuz siyasetçiler yüzünden gelmemiş miydi?

Cumhuriyet Halk Partisi, ana muhalefet partisi olarak Türkiye için önemli bir partidir. Ancak ekonomik konularda herhangi bir alternatif koyamıyor ortaya. CHP’nin temel ekonomi konusundaki bazı söylemlerini alt alta yazalım:
1. “Ak Parti esasında sadece Kemal Derviş’in geliştirdiği programı uygulamıştır.” (CHP’nin çeşitli temsilcileri tarafından dile getirilmiş olan fikir.)
2. “Türkiye ekonomisi 2002’den sonra kötüye gitmiştir.” (Yine CHP’nin çeşitli temsilcileri tarafından dile getirilmiş olan fikir.)
3. Kemal Derviş’i partimize ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak davet ettik. (Sn Kılıçdaroğlu’nun geçen haftaki demeci.)
4. Sn. Ali Babacan’ın ekonomik stratejileri doğrudur. Ali Babacan adeta CHP’lidir. 2007’ye kadar kendisine verilmiş olan programı iyi uygulayarak çok doğru bir şey yaptı. (Meslekdaşım ve arkadaşım, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sn. Selin Sayek’in demeçleri.) O zaman şu sorular haklı sorulardır:
1. CHP iktidara gelirse Sn. Kemal Derviş’in programını uygulamaya devam edecekse, Ak Parti de Sn. Derviş’in programını uyguladıysa, CHP’nin iktidara gelirse uygulayacağı ekonomik stratejisininin Ak Parti’ninkinden ne farkı vardır?
2. Eğer Ak Parti Sn. Derviş’in programını uygulamış ise ve ekonomik açıdan başarısız ise neden Sn Derviş CHP’nin ekonomi stratejisti olarak çağrılmıştır?
3. Sn. Derviş’in 2001 yılında tasarladığı programla toplumun değişik kesimlerine ilave maaşlar dağıtılmış mıdır? Yoksa tam tersi midir? Sn. Derviş tekrar CHP için bir ekonomi programı hazırlarsa bu tür ‘lütuflarda’ bulunacak mıdır?

Siyasi partilerimizin oy yarışı, hesapsız, kitapsız ‘o ne verirse ben iki katını veririm’ düzleminde değil, reel kaynaklara dayanan ciddi ekonomik vizyonlara dayanmalıdır. Bu düzlemden uzaklaşmamalı Türk siyaseti. En azından 1990’lı yılları ve 2001 krizini hatırlayan yaştakilerimiz buna katılacaktır. Bu tür söylemler olsa olsa o zor yılları (ya da önceki on yılları) yaşamamış olan gençlerimiz üzerinde etki edebilir. Onların büyük kısmının da sağduyularıyla, bu tür siyasetlere prim vermeyecekleeri umulur.

İktidar Partisi bu tür popülist söylemlere tevessül etmiyor. Diğer önemli muhalefet partisi olan Milliyetçi Hareket Partisi ise son dönemde kaliteli iktisatçıları üst yönetimine kattı. İçinde yakın tanıdığımız isimlerin de olduğu bu ekibin, seçimlerden önce parti programında ayağı yere basan şeyler söylemesi bekleniyor. Cumhuriyet Halk Partisi de Sn. Derviş’i kadrosuna katarsa eminiz o da partisini bu konularda doğru yönlendirecektir.

Comments are closed.