Archive November 27, 2009

Brazil imposes Tobin tax on capital inflows

Brazil’s Finance Minister Guido Mantega announced a 2 percent tax on portfolio inflows to the country, effective 20 October. The tax will cover investment inflows for equity and fixed-income securities and not direct inflows.

The motive behind the tax is to reduce the short term capital inflows thereby weakening the Brazilian real and help support Brazilian industies and exports. Brazil had seen an increase in inflows recently at the back of quickly recovering economic activity (the Brazilian economy is expected to register a 5 percent growth in 2010. In 2009, the stock market has surged) and the Brazilian real has appreciated by more than 35 percent so far in 2009. The central bank has been trying to mop up US dollars to arrest the appreciation of real but it was not succesfull. Meantime, Brazilian official reserves has now reached USD 232 billion.

Merkez Bankası doğru yolda

Geçen sene kasım ayından itibaren TCMB soluksuz bir faiz indirimine girdi. Sürecin ilk başladığı dönemde, bu senenin başına kadar, bazı gözlemciler indirimleri prematüre bulmuşlardı. Ancak TCMB’nin haklı olduğu ortaya çıktı.

Geçen bir senede, bu köşede devamlı altının çizildiği gibi tüm önemli faktörler, faiz indiriminin mümkün ve gerekli olduğunu gösteriyordu. Bir taraftan enflasyon ve beklentiler düşerken diğer taraftan ekonomik aktivite yavaşlıyor ve meta fiyatları gevşiyordu. Ayrıca, Türkiye ile diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerdeki politika faizleri arasındaki büyük fark, o dönemde aşırı tedbirli davranan TCMB ölçülerinde dahi çok yüksekti. Son olarak, yine bu köşede bir yıldır yazıldığı gibi, Türkiye ile diğer ülkeler arasındaki getiri farkları dışarıya para kaçmasını engelleyeceği gibi, dışarıdan para ve sermaye girişini cazip hale getiriyordu. Read More

Dış Açıklarda Düşüş Sevindirici ! Doların Düşüşü ise Geçici

Dış Açıklarda Düşüş Sevindirici !

Evet öyle. Ancak yanlış sebepten dolayı!
Habertürk yazarlarından Dr. Ercan Kumcu saygıdeğer bir iktisatçıdır. Sahsen tanımam ancak yurt dışında öğretim üyeliği, Türkiye’de ise Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı ve banka yöneticiliği yapmış olması ona geniş bir deneyim kazandırıyor. Bununla birlikte, anglofonların dediği gibi, kendisine tüm saygımla “I beg to differ” demek zorundayım…
Geçen hafta, Habertürk gazetesinin ekonomi ekini köşesini uçakta okurken “Dış Açıklarda Düşüş’ün Neresi Sevindirici ?” yazısını okudum. Yazıda kısaca şunlar söyleniyor:
1. Bu sene dış açıkların azalması (tabi ki) sevindirici ancak “bunun karşılığında ödenen bedel çok fazla oldu.”
2. “Türkiye ekonomisin önündeki en büyük kısıt dış kaynaktır. … Yurtdışının bize yönelik cömert olduğu dönemlerde hızla büyüyebiliyoruz. … Kısa dönemde topraklarımızın altında petrol ya da altın bulamadığımız takdirde dışaçıklarla yaşamaya mecburuz.”
Burada Dr. Kumcu iki hata yapıyor. Read More

“İslam Ekonomisi” ve Sosyal Adalet

Din-iktisat ilişkisini inceleyen Weber, Protestanlığın, mensuplarında ortaya çıkardığı davranış biçiminin kapitalist birikim sürecini tetiklediğini ve geliştirdiğini düşünüyordu. Sombart ise, tersine, Yahudilerin, içinde yaşadıkları batı toplumlarında kendilerini güvende hissetmemelerinden dolayı, tarım yerine büyük ölçüde altın/paraya dayalı tarım dışı sermaye birikimine yöneldiğini ve bunun da kapitalist birikim sürecini doğurduğunu ileri sürmüştü.
Weber ve Sombart’ın kendi düşünce sistematikleri içinde yaptığı şey, sosyal olaylara gözlemci bakış açısıyla yaklaşmak ve tarihteki önemli bir ekonomik paterni bu şekilde yorumlamaktır. Bildiğimiz kadarıyla, sosyal bilimler alanlarında, tarihte bu tür bir yaklaşım ilk defa İbn Haldun tarafından geliştirilmiştir. İbn Haldun, bu açıdan, modern sosyoloji ve tarih kadar bugün anladığımız manada iktisat disiplininin de kurucusudur. Read More