IMF sürecini yılan hikayesi haline getirerek ve “bize güvenin iyi pazarlık yapıyoruz” yaklaşımı yerine daha net mesajlar verilmeli. Türkiye’de karar alıcıların, not iyileştirmelerinin ardından bu konuya daha yoğunlaşması gerekiyor. Hazine konuya daha çok borçlanma maliyeti açısından bakıyor. Ancak tek boyut bu değil.
Dahası, IMF ile anlaşma yapmak zorunda değiliz. Reel ekonomi açısından bu krizi en şiddetli geçiren ülkelerin başında geliyor olsak da, IMF desteği almadan krizi atlatmış olmanın getireceği korkunç bir prestij ve “IMF’den mezuniyet” sinyali olacak. Bunu geçen seneden beri yazıyorum. Kısacası, IMF ile bir program yapılacaksa yapılsın, yapılmayacaksa yapılması, eğer IMF “stand-by” da tutulmak isteniyorsa da öyle yapılsın. Yeter ki piyasaya net mesajlar verilsin.